Eda Alemdar, “Kuantum fiziği, 20. yüzyılın başlarında geliştirilmiş ve atom altı parçacıkların davranışlarını açıklamaya çalışan bir fizik dalıdır. Bu teori, klasik fiziğin aksine, bilinç, belirsizlik, olasılık ve gözlemci etkisi gibi kavramları içerir. Bu özellikleri nedeniyle, kuantum fiziği, din ve inanç konularıyla çeşitli şekillerde ilişkilendirilmektedir.” dedi.
Prof. Dr. Ramazan Biçer ise “Kuantum fiziğinin belirsizlik prensibi, determinizmin yerini olasılıkların aldığı bir evren anlayışını getirir. Bu, özgür irade gibi dini kavramlarla ilişkilendirilebilir.” diye ifade etti.
Öğrencilerin büyük bir beğeniyle takip ettikleri konferansın temel mesajı aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
Kuantum fiziği, 20. yüzyılın başlarında geliştirilmiş ve atom altı parçacıkların davranışlarını açıklamaya çalışan bir fizik dalıdır. Bu teori, klasik fiziğin aksine, bilinç, belirsizlik, olasılık ve gözlemci etkisi gibi kavramları içerir. Bu özellikleri nedeniyle, kuantum fiziği, din ve inanç konularıyla çeşitli şekillerde ilişkilendirilmektedir.
Öncelikle, kuantum fiziği ve din arasındaki ilişkiyi anlamak için her iki alanın temel prensiplerine bakmak gerekir. Kuantum fiziği, evrenin fiziksel doğasını, özellikle de atom ve atom altı seviyede açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır.
Kuantum fiziğinin evrenin doğası hakkındaki geleneksel anlayışımızı değiştirdiği ve bu anlayışın dini kavramlarla uyumlu olabileceği savunulmaktadır. Örneğin, kuantum fiziğinde gözlemcinin rolü, bazılarına göre bilinç ve gerçeklik arasında derin bir bağlantı olduğunu gösterir.
Ayrıca, kuantum fiziğinin belirsizlik prensibi, determinizmin yerini olasılıkların aldığı bir evren anlayışını getirir. Bu, özgür irade gibi dini kavramlarla ilişkilendirilebilir. Klasik Newton fiziğinde her şey kesin kurallara bağlıyken, kuantum fiziği olasılıklar ve belirsizliklerle doludur. Bu belirsizlik, evrenin daha esnek ve dinamik bir yapıya sahip olduğunu düşündürmektedir.
Sonuç olarak, kuantum fiziği ve din arasındaki ilişki, her iki alanın da evrenin doğası ve insanlığın bu doğa içerisindeki yeri hakkındaki anlayışlarımızı genişletebileceğini göstermektedir. Kuantum fiziği, evrenin daha derin ve karmaşık bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyarken, din bu yapının ardındaki anlam ve amacı sorgulama çabasında önemli bir rol oynamaya devam eder. Bu iki alanın kesişimi, insanlığın varoluşuna dair daha zengin ve çok boyutlu bir perspektif sunabilir.